Sayfalar

10 Mart 2017 Cuma

Haftanın sohbeti : Zİkir 2


Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim.
Elhamdülillahi rabbil alemin, vesselatü vesslamü ala resulüne Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain.
Sallü ala rasulina Muhammed
Sallü ala şefi-ı zünübina Muhammed
Sallü ala tabibi kulubina Muhammed
Allahümme salli ala seyyidina muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed

Hepiniz Hoş geldiniz, Allahu Teala sohbetimizi mübarek etsin inşallah. En üst perdeden istifade etmeyi, anlamayı ve bu sohbetten, gereği gibi istifade etmeyi, ve amel etmeyi bizlere nasip eylesin inşallah. Eksiklerimizi rabbim gidersin, hepimizin anlayışını, ferasetini genişletsin, Gavsımızın muradı üzerine de inşallah nihayetine erdirsin.

Allah rızası için yapılmış sohbetler Zihinlerimizi Aydınlatır ve aynı zamanda bizim için bir Af ve Mağrifet sebebidir. sohbet meclislerinde menende gıdalanıyoruz Elhamdülillah!
Gavsımız (KS) Aliye buyuruyor ki!
Bun sohbetleri çok önemsiyorlar,
Bu Sohbetler bizim yolumuzun Cuma Namazı gibidir diye buyurmuşlar,nonlar bu kadar ehemmiyet gösteriyor, kıymetde veriyorlarsa bizim de kalbimize şifa olacak, bir ilaç hükmünde kabul etmek lazım. Gelenler için Şükür sebebi, Gelemeyenlere de ne yapmak lazım, Gelenlerin dua etmesi lazım. Bu yüzden Allahu teala bizleri bu meclislerden ayırmasın İnşallah.

Efendimiz Aleyselatu vesselam Her şeyin bir temizleyeni vardır, Kalbi temizleyen de Allah’u Tealanın Zikridir diye buyuruyor. Zira Zikrullah, kalbi günahlardan temizler , Zulmetten arındırır ve kalbi cilalar, İşte Aleyselatu vesselam diyor ki her şeyin de Bir CİLASI vardır kalbin cilası da, Allah’u tealayı anmaktır diye buyuruyor. Rabbini zikreden ile Zikretmeyen arasında ki fark, ölü ile diri gibidir diye buyuruyor.ne büyük bir fark ÖLÜ ile DİRİ....

Allah’u teala bizleri zikrinden alıkoymasın İnşallah....

Gavs’ımız sırra sırrahu aliyenin bir sözü vardı, Arifler yolunun edepleri, kitabında da geçiyor okuyanlar varsa...

Ne diyor du ... Yarabbi Zen Rezzakı mutlaksın, Rızıkları verensin, Çalışsakda Çalışmasak da rızıkları verensin,  ama sen çalışmayı emrettin, emrin ,üzere (Vacip kıldığın için) çalışmaya benim için biçtiğin rızkı almaya gidiyorum, dese ne oluyordu ? Akşama kadar, hiç durmaksızın,  rukü edenler gibi ,  secde edenler gibi, vacip derecesinde ecir elde ederler diye buyuruyor.
Hemde Allah’u Tealanın kendisinden razı olacağı bir duayı yapmış oluyor.

Hani Allah’u teala duanız olmasa?  Ne kıymetiniz, ne ehemmiyetiniz vardı? Yani siz Rabbinizi zikretmeseydiniz,  Ne mahiyetiniz vardı, Siz Allah’ı Zikretmeseydiniz niçin yaratıldınız. Diye soruyor.

Zikir hem kalp ile olur, hem de dil ile, zikrin en faziletlisi ikisi ile beraber olandır,  hem dil ile hem kalp ile, yapılandır, Kalp veya Dil ile biri ile yapıldığı taktirde, Kalp ile yapılan daha faziletlidir.

Lakin, Zikir Farzları yerine getirdikten sonra, Haramlardan kaçınıldıktan sonra, ve her daim zikir üzere olanların elde edeceği makam ihsan makamıdır. Yani Efendimiz Aleyselatu vesselam tabiri ile  Cibril Hadisinde söylendiği gibi,  Allah’u Tealayı görüyor gibi ibadet etmendir, Bunu yapamıyorsan, Onun seni gördüğünü unutmamaktır.

Zikrin ehemmiyeti çok fazla ve zikir yapmak çok faziletlidir abiler ablalar,
Gavz Hz Sırra Sırrahı Aliye buyuruyor ki  ‘’ Gafletle de olsa zikre devam etmek gerekir’’ diyor.
Çünkü o zikre oturmanın gayesi, Allah rızasıdır, Allah Lafzını İdrak etmektir, Zİkr ederekn Allah ismini tekrar ederiz, bu tekrar esnasında, İnsan da bir çok değişim olur, Hani diyorlar ya, Zikre devam eden İnsanda bazı haller olur,

Bir gün sahabiden biri vefaat etmiş ti Hz Ömer onu yıkamak istedi, Çok muhterem Zikir ehli biriydi,  Efendimiz , Hz Ömer’e  Müsade etmedi,  Niçin biliyormusunuz ?
Hz Ebubekir’in manevi himayesinde yetişen, Selman’ı Fahrisiye söyledi...

Zira Birgün hz Ömer,  ra halifeyken, EY Selman,  Ben daha önce üzerimde, olan, manevi bir hali Halife olunca yitirdim,  bunun sebebini bana söylermisin dicekti, Hz Selman da (ra)  Emirir Mütminin halini arz etmek bize mi düştü dicekti,  Yani ondaki noksan bir hali demek istiyor, Oda diyordu ki!  Sen Ebu Bekir’in (ra) Manevi  terbiyesinde yetiştin,  sen bilirsin ne olur söyle dedi, 
·             Senden öncekiler, iki şeyi buldukları halde yapmadılar  sen bunu yaptığın için  bu hal sana geldi, Şikayet ettiği gaflet halinden bahsediyor. , Halbuki Hülafai raşidin, Halbuki Resellullah efedimizin, Övdüğü,  Hz Ömerden bahsediyoruz.

O İki Şeyi merak ediyorsanız!
İkinci bir kıyafeti bulduğu halde giymediği
İkinci bir azığı sofrasında  bulduğu halde yemediği diye söylemişti.
Tabi Züht anlayışı bugün biraz daha farklı , Aslında farklı değil o günde öyleydi de,  Efendimiz demişti ki!  Sizin için bu hayırlıdır, Ahir zaman ümmeti içinde bu hayırlıdır demişti. Ve Zühtü tarif ederken, yani Dünyayı terketmek, Dünyadan bahları kopartmak ya, Bakın zikir sebebi ile gerçek zühtü ancak böyle elde edilir.

Zira Efendimiz Aleyselatu Vesselam, Züht Odurki! : Dünyayı terketmek değil, Dünya içinde kilere , Allah dan daha fazla kıymet vermemektir dedi.
Yani Araba sana binmicek sen arabaya bineceksin,  Yani Elbise seni giymicek, sen elbiseyi giyeceksin, ve bunu Allah için yapacaksın, diyor, Bunuda yapabilmek için, Kalbin Zikir ile İtminan olması lazım, O yüzden Allah’u teala Geçen hafta ki sohbet de  Söyledik ya Ayeti kerime’de   Estazubillah ‘’ Onlar Öyle Erlerdi ki! Hiç bir dünya alışverişi,  onları rablerini anmaktan, zikretmekten alıkoymaz, o müjdeye ulaşanlar, Allah’u tealanın Kuran’ı Kerim’ de , Mukarrabun dediği, Meleklerin sıfatına ulaşırmış...
MUkarrabun nedir biliyormusunuz ? Mukarrabun 4 büyük melekten bahsediyor. Mukarrabun sınıfında olanlar.

Şah hazne Hz. kaddesallahu sırra hu, Kebeyi Muhazamada diyor, Kabenin örtüsüne  sarılıp ağlayan bir kimse gördüm, Kalbine Nazar ettiğimde  gördüm ki!  Dünya sevgisi, Mal sevgisi, kadın sevgisi, çocuk sevgisi Bütün sevgileri bir arada barındırmış.  Ağlıyordu yapışmıştı. Diyor. Ama Mekke çarşısında şu kadar saate bilmem ne kadar altın yapabilecek kumaş satan bir genç gördüm, o diyor , Elleri Alışveriş halinde, ticaret yapıyordu, ama kalbi Allah’tan başka bir şey demiyordu.  Demek ki o erler sınıfında olanlardan.

Kalple zikir neydi ? Allahu tealayı gönülden anmak, Hz Ebubekir meşrebinde olan sıddıkiye yolunda , Ne demişti Serv mağrasında?  Muhammedin (sav) ‘in gönlünde ne varsa,  Ebubekir aktardık, diyor,  orda telaşa kapılan Hz Ebu Bekir (ra)’mi  teskin edecek olan cümle, Dilini damağına daya da Allahı Zikir et,  demişti. Çünkü iç dünyasına yöneldi.  Dünyadan arındı. 
Peki Biz bunun için ne yapıoruz?  Sofiler ?  incede bir örtü örtüyoruz değil mi ?

Örtü örtmek adaptandır, her ne olursa olsun örtünüzü örtmeniz gerekir,  mürşidinden izin almadan kimse örtüsüz kalp zikir yapmayınız.

Hava sıcaktı, burhandı, terliyordum, göremiyordum örtüyü çektim aldım olmadı, Neden ? Muhterem, sen sıcaklığa göre zikir çekmiceksin,  Orda terlemem belki  icap ediyor,  bunun sebebi ile,  bu yaptığın zorluk , bu zorluğun mücadele sebebi ile belki gerçek zikire ulaşacaksın da sen buna mani oluyorsun.. farkında olmadan ama hastalıklar müsnesna,  Ama hastalığı olanlar kendi başına değil  bizzat gidecek, mürşidide söyleyecek. Halinizi izaat edecek...

Defaatla mürşidine gidip gelen birini görmüşler, bir genç, Demiş ki çok sıcak,  Ramazan’ı şerifmiş birde...  Çok sıcak zikire oturamıyorum diye, Gavz Hz.lerine gitti geldi gitti geldi, sormuş Üç kere sormuş üçünde de ona müsaade etmemişler, sıcaktan yakındığı için,
Sonra aradan biraz zaman geçmiş tekrar yolda görmüşler , Genç demiş ki  Bana Buzlukta bir hizmet verdiler baktım ki soğuk dedim zikri burada çekim... Yani Adam nasıl gayretli...
Ne kadar gayretli ki Allahu Teâlâ ona böyle bir sebep veriyor, saadatlarda himmet ediyorlar, buzluğun içeresinde görev yapıyor aynı zamanda zikrini orda yapıyor.

Her nerede olursanız olun Allah sizinledir (hadis süresi) o halde bağırmaya gerek yok,  hatta bir yolculuk esnasında  sahabeler,  yüksek sesle  tekbir getiriyorlardı, yolculuk esnasında ama, özel günler , durumlar var bunlar müstesna, Onları işiten Efendimiz Aleyselatu Vesselam  Şu şekilde uyardı, dedik i  böyle sesinizi yükseltip kendinizi yormayın, siz  kulağı sağır veya uzaktaki kbirini çağırmıyorsanız, sizler gizli açık her şeyinizi işiten, size çok yakın, olan ve  hep sizinle beraber bulunan Allah’ı (cc) zikrediyorsunuz  diyerek uyarmıştı.
Ve nitekim Araf süresinde , Bakın, Rabbinize yalvara yakara, gizlice, zikredin , biliniz ki o haddi aşanları, sevmez, Allahu tealanın katında gizli zikrin makbul olmasının bir çok sebebi vardır. Kendi kendine yalvararak, ve ürpererek yüksek olmayan bir sesle ,  sabah akşam rabbini an, Gafillerden olma!  Demek ki günün başlangıcında, bir miktar zikir ve günün sonunda bir miktar zikir,, yani zikri bölmekten bahsediyorum... Yani virdden.... Mürşidin telkini ile manevi hastalıklara da şifa olacak zikir! Zira Nakşibendilikte zikir,  sevap olsun diye çekilmez, kalbin hastalıklarının def edilmesi için çekilir!

Allahu telala buyuruyor ben kuluma karşı zannı üzereyim.  O beni zikrettiği vakit ben onunla beraberim, o beni içinden zikrettiğinde bende onu  içimden zikreder, o beni bir toplulukta zikrederse ben onu daha hayırlı bir toplulukta anarım  demişti.

Bir Allah dostu, bir toplulukta diyor ki, Ben Rabbimin beni ne zaman ziktettiğini bilirim, topluktaki insanlar hayretle sordular, sen nereden biliyorsun?
Allah dostu diyor ki! Allahu Teala buyurmuyor mu?  Ayeti KERİMEDE Ben ne zaman rabbimi zikretsem rabbimde beni zikreder.

Daim zikre ulaşmak en yüksek mertebe olsa gerekki onlar ayakta  iken otururlarken, ve yanları üzere yatarlarken daim olarak Allahı zikrederler diye buyuruyor Rabbül Alemin...

Bununla ilgili gavsı Sani hz Kıddesallahu sırrahunun bir sohbeti var,  Nakşibendilikte esas , Zikrederek,  Kalbi İslah etmektir. Nakşibendi amelinin tamamı,  kalbin çalışması içindir. Zirra  çalışmaya başlayan kalp, adeta saat gibidir, saate dur dersen dururmu, tıpkı saat gibidir, saatin sahibi başka işlerle uğraşırken, başka işlerle meşgul olsa bile,  çalışmasına devam eder, bundan dolayı insanın her hali zikir üzere olur.

Bunun üzerine Gavsımız Kaddesallahu sırrahu aliye  benzer bişe demişti.
İnsan midesine dur derse durur mu ? Öğütmekten vazgeçermi, Yemek yedim dur midem öğütme diebilirmisin?  Hayır o sürekli işine bakar. İşde Zikire alışan bir kalp tüm azalara sukünet verdiği gibi, efendimizin az evvel söylediği gibi,  şimdi artık her daim zikir üzeredir ki

Allahu Teala Kuran’ı kerim de öyle övüyor!.....
 Ayakta, otururken ve yanları üzerine yatıyorlarken, onlar Allah’ı hep zikrederler diye buyuruyor.

Sultan Hz , Seyit Muhammed Raşit Hz.leri,  (ks) Bir sohbetlerinde yine , Nakşibendilikte Esas olan insanın kalbidir, Yapılacak zikir ise kalbin ıslahı ve çalışması içindir. Çalışmaya başlayan bir kalp aynen saate benzer.  Babası ne demiş ? o da öyle söylüyor.

Sahibi başka işlerle meşgul olsa da çalışmaya devam eder, Eğer saat çalışmıyorsa sahibine bir fayda temin etmez. Aynı zamanda kalbi çalışanın durumu  Dükkanı dolu olup, kazancı çok olan kimseye benzer ki! Çalışmaya  başlayan kalbi he daim Allahlın zikri ile meşgul olur.

Kalbi zikirle meşgul olmayanın durumunda Dükkanı boş olanın durumuna benzer  kalbi 1 dakika zikir ederse, geri zamanı boşa geçer...

Kendi hanesine sadece 1 dakikalık zikir yazılır... yani hatırladığı an..

Namazı dost doğru kılmanın yolu Allahu Teâlâ’yı zikretmektir buyuruyor.  Zira o kalp Allahu Teâlâ zikretmese, o zaman namaz da eksik olur... kime göre ? bize göre değil herhalde,
Yunus emre hazretlerinin dediği gibi .....Size göre mi bize göre mi?

Şeyh banı Rai Hz.lerine, Ahmet Bin Hambel,  sormuştu? (Rahmetullahi aleyh) Hani İmamı Şafi Hz.lerine demişti ya onu iki soru soracağım,  onu mahcup edeceğim demişti. İmamı şafi Hz.lerinde  Sakın böyle bir şey yapma, Allah Dostları inceltilmez demişti.
O sorduğu ikinci soru buydu?  Namazda bir insan hata yapsa, bu yaptığı sebebi ile,  ne yapması lazım ki o namazı kurtarabilsin?.  Ne diyoruz biz seviv secdesi için,  Farzın tehirinde, Vacip ‘in  terkinde ve nehrinde ne yapıyoruz, seviv secdesi yapıyoruz.
Ne Demişti ... Size göre mi bize göre mi söyleyelim demişti!
Dedi ki bunun size göresi bize göresi mi olur  Fıkıhta hükmü tektir bunun Doğrumu?
Ne demişti ?  Size göresi böyle , Merak etti Ahmet bin Hambel, mahcup etmek istediği  Şeyh banı Rai Hz.lerini , Ama çok büyük bir dest olacak ki Yarın da kendisine öyle soracaklardı, Kendisinin İmamı Şafi Hz.lerine sorduğu gibi,  Bu eski içkici olan  Bismi şafinin sohbetlerine neden gidiyorsun diyeceklerdi ona, sen mukaddes bir alimsin neden sonun sohbetlerine gidiyorsun, sen onun bildiğinden daha çok şey biliyorsun,
Ahmet bin Hambel ne diyordu... Evet Söylediğiniz ilimlerde ben öyleyim.  Ancak ben ondan Rabbimi dinlemeye gidiyorum. Ben bu ilimleri biliyorum ama O Rabbimi benden daha iyi biliyor  diyecekti, ve Şeyhbanı Rai Hz.leri O cevabı verirken aslında onu Enesini de yerle bir edecekti , çünkü zikir ehlinin karşısında hiç bir güç duramazdı da o yüzden,
Bizim için dedi bir an, Namaz dan Gafil olmak,  Bu Başı bu bedenin üzerinde taşımayı haram kılma sebebidir dedi.

Yani öyle bir daim zikri yakalamışlar ki Allahu Tealanın kuran’ı kerim de Devamlı zikir üzerinde olan zaatları övdüğü gibi olan zaatlardan olabilmişler..

Aslında konu burada tamamlanmıyor ama başkanımızın emri üzere sohbeti kısa tutuyor emir demiri keser diyerek...

Bu Haller Zikir  ile geliyor abiler... Zikir Çok kıymetlidir abiler Haftaya Sohbet sırası bende olmadığı için 2 hafta sora vaktimiz olursa bu konuya kaldığımız yerden devam etmek istiyorum inşallah...

Zİkr az önce dediğimiz gibi çok kıymeylidir.. Zikir dersi almayalar lütfen Bayanlar Vekil Ablalarımızdan, Erkeklerde Erdoğan abiden veya benden Zkir dersi alabilirler, Bilndiği üzere Vekil ablalar ve Abilerimiz, 21 bin kadar kalp zikri verebilirler..

Elhamdülillahi rabbil alemin vel akıbetül mütttekin, vesselatü vesslamü ala resulüne Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Ya Rabbel alemin. Ya Erhamerrahimin la ilahe illallah kalbimizi karartma La ilahe illallah rızkımızı azaltma. Kendi kapından başka kapı arartma. Dünyada ve Ahirette bizleri bunaltama. Tükenmez sabır azapsız kabir cümlemize nasip eyle Yarabbim.






Haftanın Sohbeti : Zikir 1. bölüm


Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim.
Elhamdülillahi rabbil alemin, vesselatü vesslamü ala resulüne Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain.
Sallü ala rasulina Muhammed
Sallü ala şefi-ı zünübina Muhammed
Sallü ala tabibi kulubina Muhammed
Allahümme salli ala seyyidina muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed

Hepiniz Hoş geldiniz, Allahu Teala sohbetimizi mübarek etsin inşallah. En üst perdeden istifade etmeyi, anlamayı ve bu sohbetten, gereği gibi istifade etmeyi, ve amel etmeyi bizlere nasip eylesin inşallah. Eksiklerimizi rabbim gidersin, hepimizin anlayışını, ferasetini genişletsin, Gavsımızın muradı üzerine de inşallah nihayetine erdirsin.

Allah rızası için yapılmış sohbetler Zihinlerimizi Aydınlatır ve aynı zamanda bizim için bir Af ve Mağrifet sebebidir. sohbet meclislerinde menende gıdalanıyoruz Elhamdülillah!
Gavsımız (KS) Aliye buyuruyor ki!
Bun sohbetleri çok önemsiyorlar,
Bu Sohbetler bizim yolumuzun Cuma Namazı gibidir diye buyurmuşlar,nonlar bu kadar ehemmiyet gösteriyor, kıymetde veriyorlarsa bizim de kalbimize şifa olacak, bir ilaç hükmünde kabul etmek lazım. Gelenler için Şükür sebebi, Gelemeyenlere de ne yapmak lazım, Gelenlerin dua etmesi lazım. Bu yüzden Allahu teala bizleri bu meclislerden ayırmasın İnşallah.

Hepimiz dışarıdan geldik, dışarı ile dünya ile bir iştigalimiz vardı, kalbimizin bağları dünya ile bağlıydı, Evimizden geldik, işimizden geldik, kişisel münasebetler içeresinde bulunduk, elhamdülillah yastı vakti ile birlikte, bir hazırlanma başladı. İşte bu hazırlık, Rabbil alemine karşı, bağımızı kuvvetlendi. Ben hemen konu başlığını size söyleyeyim,
Bu akşam sohbetimizin konusu, ZİKİRİN ÖNEMİ ve Marifetullah yani 54 Farzın 1.cisi böylece 54 farzın birincisinin Allah’ı zikretmek olmuş olduğunu da öğrenmiş oluyoruz.

Allah’u Teala Siz beni zikredin, Bende sizi zikredeyim diye buyuruyor. Hatırlayın, bağ kurun
Zira beni unutana, Unutulmuş muamelesi yaparım diye buyuruyor, Allahu Teala! (Haşa Allah’u Teala Unutmaz) ancak kişi bu konunun muhatabıdır.
Allah Teala ne diyor  Siz beni zikredin!
Nasıl bir Zikir ?
Kulum beni yalnız zikrederse bende onu yalnız zikrederim diye buyuruyor Allah’u Teala
Bir Topluluk da zikrederse bende onu daha hayırlı bir toplulukta meleklerimle beraber zikrederim diye buyuruyor.
Bu unutmamak konusu çok önemli Çünkü Tüm ibadetlerin içeriğinde, ve Hayatın idamesinde, her halde...
Allahu Teala buyuruyor ki,
Onlar öyle erlerdir ki, herhangi bir ticaret ve alışveriş kendilerini Allah'ı zikretmekten, namazı kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoymaz...
Yüreklerin ve gözlerin açılacağı o dehşetli günden Allah’a sığınırlar diye buyuruyor Allah’u Teala.

İşte bu sakınmaların, ardından Allah’u tealanın Müjdeleri , ikramları başlıyor. Bu ikramlara da konumuzun ikinci kısmı olan Marifetullah denilen Allah’u Tealanın ikramları başlıyor.

Zira Allah’u Teâlâ Kutsi Hadis’te  ‘’ Ben Bilinmeyen cevher idim, bilinmek murat ettim, Marifetime muhabbet ettim ve mahlukatı yarattım. Diyor Cenabı Mevla, Yer yüzünde ki herşey, ama her şey, Neydi o her şey ? Cemadat , Yani Cansız varlıklar, taşlar, dağlar.
Ve Nebatat : Yani Bütün bitkiler ve Hayvanat : Tüm hayvanlar, ve Eşreful Mahlukat, İnsan. Her şey kendi lisanınca  Allah’ım zikreder.
Bu zikrin içeresinde  Cemadatın yani cansız varlıkların zikri devamlı ve, süreklidir. Onların dünya ile bir alışverişi yoktur sürekli Zikir ederler.
Hani hatırlatayım. Peygamber efendimiz Hz Muhammed (sav)n ne diyor ?

Günah işlediğiniz yerlerde hemen tövbe ediniz. Sizin günahınıza şahit olan cemadat, aynı zamanda tövbenize de şahit olsunlar. Yani cemadat ta boşuna değil.

Bir Allah dostunun arkasında henüz Halifesi olmamış, ama daha sonra halifesi olacak zaat, arkasından Şeyhini takip ederken
Diyor ki , Ayağım bir taşa denk geldi , taşa bir tekme vurdum, Mürşidim arkasına döndü , Dedi ki ? Falan Efendi ne yapıyorsun ? Sen o TAŞ’ın kiminle KAİM olduğunu biliyor musun dedi.

Yani Allah dostlarının Cemadata karşı da  hassasiyeti bu kadar yüksek.

Bir Allah dostu yine, Bir an ayağım çamura saplanmıştı, kalbim bir an, zikirden gayri onunla meşgul oldu, bundan dolayı 30 yıldır istiğfar ediyorum. Diyor.

Zikir insanın kalbini boş şeylerden kurtarır, Zira insanın yaradılış icabı fıtratında bir temizlik vardır, Allah’u Teâlâ’nın zikrini yapmaya, İlahi tecellileri almaya bir kabiliyeti vardır, ama bunun zıttı da, bir şey daha vardır ki, O da nefsin arzu ve istekleri ve sevgileri.
Unutmayın ki Şeytanın varlığının, varlık sebebi bile Müminin rahmet sebebidir.

Zikir : Allah’u Teâlâ’nın aşkını kalbe yerleştirir. Zikir ile Kalbe Allah’u Teâlâ’nın nurlar girerken, Zulmette dışarı çıkar, ve artık kalp sultan hükmüne gelir, Nasıl kalbin Vücuda kan pompaladığı gibi , Vücuda Rahmet pompalar, Allahu  Teâlâ’nın nuru bütün azalara yayılır ve Efendimiz Hz Muhammet (sav) ‘inde buyurduğu gibi

Dikkat edin insan vücudunda bir et parçası vardır, o sükunet bulursa, yani Allah’ı Tealanın zikri ile Sükûnet bulursa, Yani kendi başına sükûnet bulmaz!

Hani derler ya Müzik Ruhun gıdasıdır, Şarkı ile Türkü ile sükûnet arayanlar yanılır Allah muhafaza.

Yani Kalp de,  sükünet hazır olunca Tüm azalar da da sükünet hazır olur, yani artık salih amel işlemeye başlar. Yani o damaların arasında şeytan da yol bulamadığı gibi, Nefis de esaret altında kalmaya başlar.

Zikir kalbin gıdasıdır, insan su içmese, yemek yemese ne olur ? rengi benzi atmaya başlar, bembeyaz olur, talakatı kalmaz yumruğunu sıkamaz hale gelir. Adım atamaz, artık bütün hücreler zayıf düşer! Vücut zayıf düşünce ne olur? İçerden ve dışardan gelen saldırılara savunmasız kalır. O yüzden ne yapmak lazım vücudu beslemek gerek. Maneviyatta da kalbin gıdası ZİKİR dir.

Zira Allah’u Teala ‘’ Kalpler Ancak Allah’ın Zikri ile  itminana ulaşır, diye buyuruyor.

İbrahim Ethem hazretleri, Allah sevgisi ve Zikri ile Allah’ın dostları Öyle bir muhabbet elde etmişlerdir ki! Bu zevk sebebi ile, O lezzet sebebi ile,  Bakın bunu diyor, Bunu Sultanlar duysa!!!  Orduları ile beraber,  Ariflerin kalplerine hücum ederlerdi de,  ne Arifler, Allah dostları bunu dışarı çıkartıp gösterirler, nede sultanlar, bundan haberdardırlar. Yani zevkin üzerinde bir zevk, lezzetin üzerinde bir lezzet... Ama biz lezzet duymak için , zevk almak için Rabbimizi zikretmiyoruz. Bunu da unutmamak lazım....

Biz ‘’O’’ Emrettiği için bunu yapıyoruz, O kalbimiz Mutmain olsun da, Rabbimizin Marifetleri kalbimize dolsun da,  İnsanı kamil olalım diye.  İmanı Kamili elde edelim de , bunun sebebi ile Meleklerine karşı Rabbimiz bize öğünsün diye.

Hani demişti ya melekler,  yer yüzünde, kan dökecek fitne çıkartacak bir nesil mi yaratacaksın ?
Bunu niçin dediler ? Haşa Allah’u Teala’yı mı sorguluyorlardı tabi ki değil!!!!
İnsanlardan önce yer yüzünde  Cinler vardı. Kan döktüler, Fesat çıkarttılar, birbirlerini çekemediler, ve bozgunculuk yaptılar. Meleklerde onları gördüğü için böyle dediler. Çünkü insanı bilmiyorlardı, Allah’u Teâlâ’nın İfadesi ile dağların bile yüklenemeyeceği yükü yüklenen , İnsanın, yer yüzünün Halifesinin kim olduğunu bilmiyorlardı. Ve Nitekim , Allah’u Teala Şu kullarımı görüyor musunuz Ey Meleklerim !!
Kabe’nin kapısına yaslanmışlar, Mültezen denen yere, Kollarını açıp Yüzlerini dayamışlar, Bu ifadeyi hatırladınız herhalde.

Resulullah efendimiz (sav) de bunu yapmış, Saadatlar da bunu yaptılar.

Onlar benden AF ve MAĞFİRET istiyorlar,  bağışlanmak istiyorlar, onlar benden ilahi lütüflarımı bekliyorlar rızamı istiyorlar, Cemalime kavuşmak istiyorlar,  Sizleri Şahit TUTTUm ki Ben artık Onlar Her Ne istiyorlarsa  onlara verdim, Lütfettim, İkram ettim diye buyuruyor Allah’u Teala.

Gıdası Zikrullah olan kalbi eğer,  zikrullah ile besleyemezsek ne olur ?  Kalp Zayıflamaya başlar,  sonra esarete düşer,  artık onun havası ile hareket etmeye başlar, Allah’u Teala Hevasını İlah edineni gördün mü, diye buyuruyor Ayeti  Kerimede.  Daha sonra artık Rabbinin yerine Rablik olarak, nefsini tercih etmeye başlar.

Gavsımız Sırrra Sırra hu Aliye  şöyle buyuruyor : Hiç bir nefis yok ki Ayağının altında İlahlık iddiası  bulunmasın.!! Ve Tevazu etmiş demiş ki ? Bizimkisinde  dahildir buna demiş.. Demekki İnsanın Nefsini İlah edinmesi An meselesidir. AKSİ olsaydı Rabbil Alemşin böyle söylemezdi. ‘’ NEFSİNİ İLAH EDİNENİ GÖRDÜN MÜ?’’ 

Sonra ölmeye başlar yavaş yavaş, kalp öldü mü artık,  nefsin hükümranlığı  bayrağını dikmiştir.!!!  Artık onun elinden her türlü şer gelebileceği beklenir.

Küçücük çocukların boynuna ipler takıp sürükleyen de insan,  İnsan Kuran’ı kerim de övüldüğü gibi, Muttaki, Ebrar, Veli denildiği gibi, Mukerrabunlar denildiği gibi, İnsanı Kamil için, Aynı zamanda Benhum Edal de deniliyor...

Allah’u Teâlâ onun için diyor ki!  ‘’ Onlar  hayvanlar gibidir, haşa, kella, onlar hayvanlardan aşağıdırlar. Artık ne oldu Firavunluk baş gösterdi, Zulüm başladı..

Zira Yeryüzünde ilk ilahlık iddia eden’ de Nemruttu : Efendimiz Aleyselatu Vesselam, Nemrut İçin, İlk Zamanlar, Merhametli ve Adil bir kimseydi demişti.
Firavun neredeyse İman edecekti, diyor Kuran’ı Kerim’ de Allahu Teala. Ama AHH o Haman var ya, yani Firavun ile Firavunlaşmış  Firavunun veziri,
Zira Musa aleyselamın Asasını  attığında Ejderha yı gördüğünde  , Bir ağızı yerde Bir ağızı gökyüzünde b, çabuk bunu dindir bunu al demişti, Aldı da , Başka neyin var demişti Musa aleyselam da  Elini Göğsüne soktu, ve çıkarttı Dolunay gibi parlıyor eli,  Bunu gören Firavun  neredeyse İman edecekti, diyor Allahu Teala, O an ne dedi HAMAN Firevunun veziri,  Dur dedi!!!

 Bu Sihirdir , Büyüdür,  Sana Kulluk Yaraşmaz, Sen Rab’sın dedi, Haşa....
Ben onun karşısına Mahir sihirbazlar çıkartırım , bunu alt ederim demişti..... Ama netice ne oldu?  Gelen sihirbazların  hepsi Musa Aleyselam’ın karşısında mağlup oldukları gibi, Allah’u Teala ya iman ettikleri gibi,  Firavun da ben sizin Ellerinizi ve Ayaklarınızı çaprazlama kestiririm diye tehdit ettiği halde, Sen artık bize bir zarar veremezsin, Biz Alemlerin Rabbi olan  Musa’nın Rabbi olan Allaha iman ettik dediler.

Aynı sözleri keşke Kavmim, Rabbimin beni ulaştırdığı nimetleri görseydi diyen Yasin Süresinde Habibi  Neccar’in  sözleri idi. Yani Hidayet kalbe girdikten  sonra Zikir ile beslendikten sonra İşte İnsan, İnsanı Kamil oluyor.

Ebu Derda, (RA) naklediyor. Efendimiz Aleyselatu Vesselam,  buyudu ki diyor, ‘’ Size Amellerin en hayırlısını, Rabbiniz katında en  temiz olanı, derecenizi  en çok  yükselteni, altın ve gümüş ifak etmekten, Allah yolunda savaşmaktan, ve savaşırken, şehit olmanızdan daha hayırlı  bir şey söyleyeyim mi vereyim mi?  Bunu haberini ister misiniz diye buyuruyor....

Söyle Yaresuallah nedir o ?  diyince....

Efendimiz Aleyselatu Vesselam : Bu Amel Allah’u Teala’yı zikretmektir diye buyuruyor.

Zikir Bütün ibadetlerin üstündedir. Zira zikir,  bütün ibadetlerin içeriğindedir.

Allah’u Teala’yı zikretmenin çeşitli yolları vardır, az önce namaz kıldık Tesbihat yaptık, Namaz Farz olan bir ibadetti yerine getirirken Alemlerin rabbine Hamdu Senalar ettik... ve onun ayetlerini ibretlik olarak dinledik. Gerek anlayalım gerek anlamayalım kalplerimiz onu tanıdı, bildi. Oturduk Allah’u Teala’yı söylediği şekliv ile Zikrettik.

Fahri Kainat Efendimiz Eseelatıu Vesselama Selaaat ettik. Ve Kıyam da durarak Ruküye giderek, Allah’u Tealanın Kıyam Rükü ve Secdede olanları övdüğü şekli ile,  O ilahi Lütfa mazhar olmaya çalıştık. Secdeye giderken Sen Alemlerin  Rabbi Olan,  Allahsın diyerek, O düşünce ve Hissiyat ile  Secdeye gittik.

Ardından Fahri Kainat Efendimiz Essalatu Vesselamın Müjdesine mashar  olduk :

Zengin Olajn Sahabiler Allah yolunda harcıyorlardı. Sahabiye kiramın  fakir olanları,  bunların başında Ebun Derda (r.a) da var.  Dediler ki Ey ALLAH’ın Resulü,  Bu Zengin olanlar Allah yolunda Harçıyorlar,  çok menfaat ediyorlar,

Zira Allah’u teala Ayeti Kerime’de  ‘’Onlar Mallarını ve Canlarını karşılığında Allah’dan Cennetini satın aldılar diye buyuruyor.

Ve dediler ki onlar bizi geçiyor Yaresulallah,   bizim Malımız yok, Allah yolunda harcayacak, ne yapalım ?

Allah Resulü diyor ki size öyle bir şey öğretecem ki , bu yaptığını şey ile siz onların elde ettiğinden daha fazalasını  elde edeceksiniz.

Derhal Hemen YaresulAllah, bize öğretirmisin dediler...  Her Namazın ardından,  33 Adet Sübhanallah, 33 Adet Elhamdürillah, 33 Adet Allah’u Ekber , La İlahe İllallahu Vahdehula Şerikele, Lehülmülkü ve Lehülhamdü ve Huva Ala külli şeyhin kadir, bunla ile de mühürleyin, Sizin elde ettiğiniz fazileti, onlar ALLAH Yolunda harcayarak,  elde edemezler dedi. 

Sahabeyi Kiram’ın tümüne yayıldı bu Hadis’i Şerif, Zenginlerde duydu tabi Mütmin ya, Derken onlar tekrar geldiler,  Allah yolunda harcayacak malı olmayanlar, YaresulALLAH, zenginlerde bunu öğrenip yapıyorlar, şimdi bizi yine geçtiler,  Efendimiz dedi ki.... Allah’u Tealanın onlara karşı,  bu Lütfudur diye buyurdu..

Bugünlük Burada keselim sohbeti uzatmamak için,  ama bu konu devam ediyor Haftaya inşallah bu konuya kaldığımız yerden devam edeceğiz....


Elhamdülillahi rabbil alemin vel akıbetül mütttekin, vesselatü vesslamü ala resulüne Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Ya Rabbel alemin. Ya Erhamerrahimin la ilahe illallah kalbimizi karartma La ilahe illallah rızkımızı azaltma. Kendi kapından başka kapı arartma. Dünyada ve Ahirette bizleri bunaltama. Tükenmez sabır azapsız kabir cümlemize nasip eyle Yarabbim.