Allah’u teala sohbetimizi
mübarek kılsın inşallah.
Hedefi olmayan bir bineğin, Hedefine varması mümkün değildir. Mutmainin
de bir hedefi vardır. İşte bu hedef kulluk, olması hasabile ile, Kulluğun ‘da
yerine getirme hususunda br gayesi vardır.
İşte Allah’u Teâlâ Ali-İmran süresinin 110’cu ayeti kerimesinde, Ümmeti
Muhammed için buyuruyor... ‘’Onlar, İnsanlık için çıkartılmış, Öyle hayırlı bir
ümmettir ki! (insanlık için) Onlar iyiliği
emrederler kötülükten de men ederler. Diye buyuruyor Allah’u Teala. Demek ki bizi Ümmet yapan, Bizleri hayırlı
yapan, Allah’u tealanın bizi Bu sıfatla lütüflandırması, sebebi ile, bize’de
bir vazifemiz olduğunu hatırlatıyor. Bu ayeti kerime. , Yani Hayırlı
kılınabilinmemiz için, görevinizi vazifesini, kulluğunu, yapan, ve aynı zamanda
Başkalarına da faydalı olan... Yani....
Gavs’ımızın da buyurduğu
gibi, İnsan diyor kendisine bir faydası
olmadan, başkasına da bir faydası olmaz diye buyuruyor. Dolaysı ile.. Önce hedef, Kişinin kendisine faydası, Yani Kulluk noktasında ki gayeye, yaşama göre hareket etmesi, Terakkinin devam edebilmesi, yani çarkların
dönebilmesi, Eğer hedefine gitmeyen bir
binekse, Veya Terakki bu noktada olmuyorsa, kişinin hedefe
ulaşması mümkün değildir.
Bizim bir hedefimizi var.
Allah’u Teala , Asra
yemin olsun ki, Yani Vel ASR , Asra yemin ederim, İnnel İnsane Lefri Husr.. İnsanların hepsi Hüsrandadır. Diye buyuruyor
Allahu Teala, İstisnasız yani... Bu kısma kadar ayeti kerimenin, İstisnasız
Herkes Hüsrandadır. Diye buyuruyor..
Bundan Sonra Allah’u Teala yeninden direkleri dikiyor. Diyor ki,
İnnellezine Amenü, : Şunlaer
Hüsranda değildir diye buyuruyor. Kim
onlar ? İnnelezine AMenü, İman
edenler, Bu Kadar yeterli oldu mu? Olmadı... ALlahu teala devam ediyor.... Ve Amülüs
Salihati, Yani... Salih Amel işleyenler.... Salih Amel işlemek, Allah’u Teâlâ’nın
razı olduğu, Her iş... , Yani Farzlar,
Vacipler, Sünnetler, Müntahaplar. Ve Bu
işlerin tamanını yapmaktaki gayede Allah’u Tealanın rızasını kazanmak olmalı...
Gavsı’mız Ks. Aliye,
buyuruyor. Hizmet, Nefsini, Ümmeti
Muhammetin Selahati için Feda etmektir. Yani, Kardeşine tercih etmektir.
İbni Abbas (ra)
Hz Muhammed (sav) Ahirete iltikalinden sonra, Mescidi Nebevide, İtikafa giriyor. İltikafda bulunduğu
süre içinde Bir adam içeriye
giriyor. Adam üzgün ve, hüzünlü, İbni
Abbas ra diyor hayırıdır nedir bu üzüntün ?
Bu Derdin mi var diye sorduğunda,
Evet diyor .... Beni diyor... Köleyken,
Özgürlüğüme kavuşmak için gereken parayı bana borç veren kimseye borcumu
ödeyemedim.. Bundan dolayı Mahzun bir
haldeyim dediğinde, İbni Abbas diyor ki
senin için, onunla konuşmamı isterimsin
? Oda olur efendim diyor... İbni Abbas Ayakkabılarını, giyerken adam
arkadan sesleniyor. , Efendim unuttunuz
herhalde... Siz itikâftasınız.. Camiden çıkıyorsunuz ikaz ediyor., Camiden çıkınca ne oluyor du, İtikâfa niyet
edenin itikafı bozuluyordu.. İşte.. Oda diyor ki. Henüz aranızdan ayrılalı çok
olmadı. Fahri Kâinat efendimizin Kabri şerifini
gösteriyor. Olay yeri Mescidi nebevi, ve Hüngür hüngür ağlamaya
başlıyor. ‘’’ Ben ondan duydum ki diyor,
Kim bir Mümin kardeşinin ihtiyacını giderirse,
On senelik itikaf sevabı alır diye buyuruyor... Halbuki
Bir günlük itikafın sevabı, Kişi ile Cehennem arasında 3 hendek açar
ki. Allah resulü öyle buyurmuş,
Aleyselatu vesselam. Her bir hendeğin
arası, Doğu ile Batı kadar diye buyuruyor. Ne büyük bir menfaat yani, Ne yaptın bir Mümin kardeşinin sıkıntısını
gidermek için çabaladın.. Dertleştin,
yada onun adına biri ile görüştün bunlar bile, Mümin kardeşinin sıkıntısını
gidermeye çabaladın.. Ne kadar basit değil mi, Yalnız Nefis Etalet sahibidir, Gaflettedir.
Gevşeklik vardır, Neme lazımcılık
vardır, Bana dokunmayan yılan bin yaşasınlık vardır. Bunların hepsi Vehamettir.
İslamda böyle birşey yoktur, Dinde böyle birşey yoktur yani. Din Allahın dinidir, Yeryüzüne Allah’ın
adının yayılması yani İlahi, Kelimetullah için,
Gayret edenler,
Yani ve tevasav bil hakkı ve tevasav
bis sabr, Hakkı ve Sabrı birbirine
tavsiye edenler, İşte bunlar Müstesna,
İşte bunlar Hüsranda değildir. Diyor Allah
Teala.
Muhtarem,
Dünyada kaç sene kalacaksın, 50 asene 80 sene,
Sonra ? Ahirete itikal edeceksin, Ahiret kaç sene peki ? Sonsuz...
İnsan Dünyada tarla misali ekiyor,
Ve elde ettiği şey, Yaptığının karşılığı bile değil. Ne manada, Bir insan 50 yıl dünyada ibadet etti diye, 50
yıl Allah yolunda mücaitlik yatı diye,
50 sene cennette kalmıyor Muhtaremler..
Ebedi kalıyor..
Bir kafirde,
Münafıkta, Küfür sahibi olduğu için 50 sene cehnnemde kalmayacak, Oda ebedi kalacak, O yüzden Fahri kainat Aleyselatu vesselamun buyurduğu gibi, Dünya Hayatı bir yolcunun, Bir ağacın
gölgesinde dinlenmek için kaldığı süre kadardır.
Şahı Nakşibendi
Hz.leri buyuruyor, Talebeliğimin ilk yıllarında, Bir sarhoş görmüştüm,
Kumarbazdı da ayni zamanda, Bu adam, Kumarda herşeyini yitirmiş, idi.. ama
diyordu ki, Canımı da bu yola
versem, bu kumardan vazgeçmem diyordu.
İşte, ben o kumarbazdan gayreti öğrendim
diyor. Batıl ve Sapkın bir şey
hususunda, Allah’u tealanın haram kıldığı bir şey hususunda, Böyle bir
gayrete giren bir kimse, Bana ne oluyor
ki , Ben Allah’ın emrettikleri, konusunda bundan daha gayretsiz kalayım, daha gevşek olayım. Efendiler, Ölüm hepimize gelecek, Bu işin
genci yaşlısı yok, o yüzden eldeki nimeti, yani vakit varken kulluk nimetini
değerini, bilelim...
Allah’u Teâlâ
onlar varlıkta ve yoklukta, Allah yolunda infak ederler diye buyuruyor.
Allah’u Teâlâ
için yapılan her şey sadaka hükmündedir. Ve Buda İnsanın imanını arttıracak
güzelliklerdir.
Çalıştığın bir
iş yerinde aldığın bir maaşın, Mesaisini
yaparak, fazla saat harcayarak, Yani gerekirse gece yarılarına kadar çalışarak,
Bir kaç kuruş daha fazla para almanın derdi ile, dertlenen bir insan, Mutmain olması hasebi ile, de Allah yolında yaptıklarının üzerinede bir kez
daha bir şeyler koyma derdinde olmalıdır. Eğer bu terakki devam etmezse. Gaflet
olursa, Ve Nefsine terbiye edecek sözler söylemezse, Allah muhafaza, Gaflet Hastalığı ile maf
olur, ve Kaybolur.. O yüzden Saadatlar Hizmet önemlidir, , Ama hizmette edep daha mühimdir.
Demekki İnsanın imanını
kuvvetlendirmesi ne sebep ile olur ?
İman ettikten sonra, salih amel işlemesi, ve Aynı zamanda, Hakkı ve
sabrı da, Tavsiye etmesi ile olur.
Efendimiz Aleyselatu vesselam Bir ,seferde
iken , Sahabiyi kiramdan bir kısmı
oruçlu, bir kısmı, Oruçlu değiller, bu
esnada Efendimiz aleyselatu vesselam, çadırın
kurulmasını, istiyor, ve mola veriliyor, bu mola esnasında, Sahabweyi kiramdan oruçlu olanlar, ne yapıyorlar ? Ezan vaktini bekliyorlar, Bu esnada oruçlu olmayanlar ne
yapıyorlar, Çadırları kuruyorlar ,
Sofraları kuruyorlar, yemekleri hazırlıyorlar, ve ondan sonra Efendimiz
Aleyselatu vessalamın, şu övgüsüne Mahsar oluyorlar. Bugün oruç tutmayanlar,
daha fazla Ecre vakıf oldular diye buyruyor..
Kişi orucu ne için tutar kendi nefsi için değil mi ? Ama Kardeşine yaptığı hizmet, allah rızası için, Bir Amel hükmünde oluyor..
Seyit Sıbratullah arvasi
hazretleri, Hizmeti neye benzetiyor?
Hizmet eden kişinin hali şuna benzer diyor ...
Kime benzermiş ?
Diyor ki bahar otları ile
beslenen, bir hayvan düşünün, Bahar otları ile besleniyor, bir süre aç
kalsa, hemen zayıflar, ama
arpa ile beslenen bir hayvan, Bir süre
yemese içmese bile, Semizliğini hemen kaybetmez, işte diyor Hizmette elde edilen manevi nisbet , başka hiç bir amelde yoktu diye
buyuruyor... O diyor bir süre hizmet
edip hizmeti bıraksa bile, O manevi
nisbet onun üzerinde kalmaya devam eder diyor. Bu kadar kıymetli birşey yani
neden?
Kendisinden, Kendi
nefsinden fedakarlık edenler, ancak bu
noktada Allah’u tealanın rızasına ulaşanlardır diyor. Ki Efendimiz Aleyselatu
vesselam, Bir Kavmin diyor efendisi, o kavme hizmet edendir.
Allah’u teala ayeti
kerimede, İnsanlardan öyleleri vardır
diye buyuruyor, Allah’u tealanın rızasını kazanma, hususunda, kendilerini ve
mallarını, Allah yolunda feda ederler, Onlar,
Allah’tan (cc) Malları ve canları karşılığında Cenneti, satın aldılar
diyor.
Allah’u teala diyor ki bu
yaptıığınız hizmetler karşılığında, Bilin ki ben size Cenneti vaad ediyorum
diyor yani... Elde edilecek nimet çok büyük , Başka hiç bir şey
ile de elde edilemeyecek nimetlerdir.
Hizmete olan ihtiyacımız,
Murşidi kamile edip
hizmet, Buldular iki cihanda izzet.
Ne diyor du Gavsı sani
hz, Allah yolunda Kamil bir mürşide hizmet etmek, yani onunla Allah yolunda
hizmet etmek , Kişinin elde edebleceği en büyük derecedir. Ve diyor, Onlar
şehlerinin mürşitlerinin, Kazandıklarınada ortak olurlar, diyor, Gavsımız öyle
buyurmamışmıydı ? Biz sizi .. Amelimize
ortak ettik diye buyuruyor.
Gavsı sani aliye yine bir
hizmet konuusunda, Allah’u tealaya hizmet konusunda bizlrle beraber çalışın diye
buyuruyor, Eğer siz bize bu uğurda, yardımcı olmazsanız, Allahu teala
meleklerini bizlere yardımcı kılar, Hizmet yerde kalmaz, Allah’u tealanın vaadi tamamlanır, Mutlak birisi gelir onu yapar. Ama Ne dememiz Lazım?
Buna ben hissadar olmam
lazım.. benimde bir tuzum olması lazım.
Şu dergahta çay yapılıyor, ikram
yapılıyor, Bu ikramda benimde bir tuzum
olması lazım. Bu çayın bardaklarını
benim hazırlamam lazım. Çayı benim
dökmem lazım, kardeşlerime benim ikram
etmem lazım. Bu hizmetede ben
yapmalıyım diyerek bu hizmete ortak olmanın derdine düşmek lazım...
İşte Gavsımız devam
ediyor, Ancak size bu hizmetlerin verilmesi, İhtiyac
olduğundan ziyade Allah’ın Mütminlere olan Şefkat ve Merhamet sebebi iledir
diyor yani. Allah’u teala bize
merhamet ettiği için bize bu hizmet fırsatını bize veriyor. Nitekim, Gavsımız Hizmet Nimettir diye buyuruyor. Ubedullah Ahrar (ks) Hz Sözünü herkes bilir
kanaatimce, Allah yolunda , yapulacak
bir hizmet, konusunda elde edilecek şey nedir ?
Şah Nahşibendş hzlerinin dediği
gibi, diyor ki! Ben Kendime ait özel
zikir ve ibadetlerimi, (Nafilelerden bahediyor) artık hizmet bittiğinde,
insanlar, gittikten sonra yerine getiridim... İşte Gönül olmaya vesile
olacak, Hizmet, Zikir ve Mürakabedende, Önde gelir diyor Ubedullah Ahrar hz (ks)
Nitekim Şah Nahşibendi hzleri, Nefsin deki
Hastalıkların tedavisi için, Şu
Tavsiyelerde bulunmuştur Sofilerine,
Gönül almaya bak, güçsüzlere
hizmet et, zayıfları gönlü kırıkları koru,
onlar öyle kimselerdir ki halktan
hiç bir gelirleri yoktur, bununla
beraber onların bir çokları, Tam
bir kalp huzur ile, Tavazu ve eziklik içinde, kalıp giderler, Böyle kimseleri ara bul, Onlara hizmet et ... yani aramamız lazım...
biz önümüze gelenden bile yüz çeviriyoruz...
Bir hizmet geliyor bu
kimin hizmeti diye soruluyor, Benden
başka kimse yok mu deniyor, Ben
çalışıyorum başkası yapsın deniyor, yada ben gencim ,yaşlıyım, babayım,
anneyim diye geri çevriliyor.
Bakın Nimet elden
çıkmadan kıymetini bilmek lazım.
Eğer bu nimet elimizden
çıkarsa, Bu hizmet bize bir daha
dönmeyebilir. İnsanlara, Hizmet etmek isteyen kimse önce kendi nefsini ıslah
etsin diye buyuruyor, gavsımız...
Çünkü bir insanın
kendisine faydası olmadan, Bir başkası na faydalı olması mümkün değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder